kizlä-

kizlä-
藏起

Esgi Türk Dil-Çince Sözlük. 2009.

Игры ⚽ Поможем написать реферат

Look at other dictionaries:

  • başta — zf. 1) İlk olarak Arabacı mola verdiği zaman başta o büyük kızla büyük oğlan olmak üzere çocuklar aşağı atladı. O. C. Kaygılı 2) Özellikle Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller başta (veya başında) bulunmak başta gelmek başta gitmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • hizmetçi — is. 1) Hizmet gören kimse 2) Belli bir ücretle ev işlerini yapmak için tutulan kadın Arkasından, kucağı paketlerle dolu hizmetçi kızla içeri giriyorlar. Y. Z. Ortaç Birleşik Sözler orta hizmetçisi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kız — is. 1) Dişi çocuk Düşüncesi bu noktaya gelince birdenbire Azize nin küçük kızını hatırladı. H. E. Adıvar 2) Bakire Bulursam namuslu bir kızla evleneceğim. B. R. Eyuboğlu 3) Üzerinde kadın resmi bulunan iskambil kâğıdı Karo kızı. 4) ünl. Dişi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • koparmak — i 1) Kopmasını sağlamak, kopmasına yol açmak O koskoca lenduha gibi gövdenle ipi koparırsın da başımıza iş çıkarırsın! O. C. Kaygılı 2) nsz Daldan, ağaçtan alıp toplamak Yorulunca omzuma çıkar, çiçek koparmak isterse beni çağırır. H. E. Adıvar 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kötücül — sf. 1) Kötülük isteyen (kimse) 2) Kötülük eden, zarar veren Geçkin kızla yakışıklı, kötücül genç adamın dansları, hemen herkesin dile getirebileceği bir an... S. İleri 3) Tehlikesi olan, kötü huylu, habis (hastalık) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lütufkâr — sf., esk., Ar. luṭf + Far. kâr İyiliksever, kibar Lütufkâr bir genç kızla beraber olmadığı için otomobile binemez. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • temiz pak — sf. 1) Çok temiz 2) zf. Tertemiz bir biçimde Önümden temiz pak giyinmiş bir kızla... O. V. Kanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yuva yapmak — 1) yuva hazırlamak, yuva oluşturmak 2) evlenmek Hâlbuki genç bir kızla yuva yapmak, ölünceye kadar bahtiyar yaşamak için... Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işi pişirmek — tkz. aralarında gizlice anlaşmak Böyle olunca da Saffet Ferit için kızla işi pişirmek bir saat meselesi hâline gelecekti. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aklını şaşırmak — yerinde olmayan bir iş yapmak, yersiz düşünmek Bu kadar genç bir kızla evlenmek için Şakir amca aklını şaşırdı herhâlde. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”